Temmuz ayının kira yardımı, Kira işleriyle uğraşan arkadaşın tatile gitmesi nedeniyle yatırılmadı, tabi elçilikte bu işlerle ilgilennenlerin, o arkadaşın yerine adam görevlendirmek akıllarına "GELMEMİŞ" olacak ki kira yardımları yatmadı...
Ağustos ayının kirası da, kira sözleşmesi biten sorumsuz, tuzu kuru ve umursamaz öğretmen kişileri tarafından güncellenmediğinden, diğer arkadaşlarının da kira yardımı almasına mani olmuş ve sonuç olarak, Öğretmen arkadaşların kira yardımları hala yani Eylül ayının sonuna gelmiş olmamıza rağmen yatmamış....
Kıbrıs'a giden öğretmenin 1.200 tl kira yardımına mı ihtiyacı var Allah aşkına??? Var arkadaş var! o öğretmenin 15 tatilini zehir ediyorsunuz, o öğretmenin iş bilmemezliğiniz yüzünden yaz tatilini, iki bayramını, ramazanını zehir ediyorsunuz. Hakkı olan maaşı, kira yardımını zamanında yatırmıyorsunuz! NEDEN?
Bak arkadaş, Öğretmenlerin bir çoğu hesabını yaparak yaşıyor. Yani 5 yılda borcumu bitireyim, yatırımımı yapayım, çektiğim sıkıntıya değsin istiyor. Yani senin iş bilmezliğin ve bahanelerin yüzünden, bu kişilerin ödemesi aksıyor, ev sahibinin kapısının önünden geçemiyor, Ha bugün yatar, ha yarın yatar diye kaygı bozukluğu yaşıyor, evine gelecek misafiri için stres oluyor, bir plan bile yapamıyor! Neden? Çünkü size güvenilmiyor, çünkü siz bu işi yapamıyorsunuz, çünkü siz beceriksizsiniz...
Not: Tuzu kuru olup, maddi kaygısı olmayanlar üzerine alınmasın... Size iyi tatiller....
Kıbrıs’a görevli öğretmen olarak gitsem mi? Gitmesem mi?
Kıbrıs Yurtdışı görev , KKTCye Milli Eğitim personeli olarak gitme , MEB Kıbrıs yurtdışı görev, MEB Yurtdışı görev ,Türkiye'den Kıbrıs'a Milli Eğitim tayin , Kıbrıs mülakat , Yurtdışındaki öğretmenlerin sorunları , MEB Özlük hakları,KKTC` de Görevlendirilmek Üzere Seçilecek Öğretmenler,KKTC'ye öğretmen görevlendirilecek, Yurt Dışında Görevlendirilecek Öğretmenler, Öğretmenlerin kıbrıs görevi, YURTDIŞI ÖĞRETMENLİK, KKTC'de görevlendirilecek öğretmenler,
27 Eylül 2015 Pazar
18 Mayıs 2015 Pazartesi
DİKKAT KIBRIS'TA AİLE BİRLİĞİNİZ DAĞILABİLİR!
Şaka değil, ciddiyim. Nasıl mı? Hadi beraber bir bakalım..
- Diyelim ki okul çağında bir çocuğunuz var; Çocuğunuzun eğitim hayatını kurtarmak için onları Türkiye'ye memlekete göndermek zorunda kalıyorsunuz. Eğer çocuğunuz ilkokul çağındaysa öğretmen size diyebilir, sizin çocuğunuz çok geride kalmış, nede böyle? Eğitim sistemi Türkiye'den çok farklı. El yazısıydı, Kıbrıs tarihi dersiydi, birçok konuda farklı. KKTC'li Öğretmenler sürekli grevde olduğundan eğitim hayatı çok aksıyor... Ortaokul ve Lise olarak farklı okullarda okunuyor. Bunların koleje hazırlık sıınavları var, Kıbrıs'lı çocukları bu sınav için yetiştiriyorlar, ya sizin çocuklarınız? Oldu ki sizin çocuğunuz Koleji kazadı okuyor ama Türkiye'de hiçbir geçerliliği yok,her dersi ingilizce gördüklerinden üniversite sınavında oldukça başarısız oluyorlar. Yani çocuğunuzun eğitim hayatını ve geleceğini kurtarmak için eşinizi, çocuğunuzu Türkiye'ye göndermek zorunda kalıyorsunuz. Okulların durumu o kadar berbat ki yıkılıyor, dökülüyor, içler acısı..
- Sağlık konusunda maalesef fazla seçeneğiniz yok. İnsanca bir tedavi için Yakındoğu üniv. hastanesine gitmek zorunda kalıyorsunuz. Tabi cebini çok yakıyor ve öyle ha diyince teşhis koyamıyorlar. Misal bir görevli arkadaşın hastalığını 1 yıl sonra buldular. Eğer çocuğunuzun eşininiz kronik bir rahatsızlığı varsa ve ya bir hastalıkları çıkarsa, mecbursunuz onları Türkiye'ye göndermeye. Hem hastane hem ilaç ödemelerinin altından kalkamıyorsunuz, iyi tedavi hizmeti alamıyorsunuz, sonra canımdan kıymetlimi diyip haydi Türkiye'ye..
- Birde maalesef yaşanan bir durum, öğretmenler, genç çocukları bekleyen ortam( betting salonları, kumarhaneler, uyuşturucu, içki) ve ailenin yaşadığını kayıplar. Branşı ne olursa olsun bunlara kapılanlar oluyor maaleef. Çünkü bu tür şeylere ulaşım o kadar kolay ki. Maalesef bu durumu yaşayan eşlerse boşanma ile, çocuklardaysa Türkiye'ye göndermekte buluyorsunuz çözümü.
- Eşinizin ruh sağlığını düşündüğünüz için gönderiyorsunuz bir de ailenizi Türkiye'ye. Çünkü burada eşiniz size bağımlı olacak. Sizinle hareket edip, dışarıya çıkabilecek. Arabası ve ehliyeti varsa bir adım daha iyi, ev ziyaretleri yapar en iyi ihtimal ya da halk eğitim kursunda koza yapar.. O da 5 yılda ne kadar yapılacak birşey bilemeyeceğim. Yaşadığı evde çıkan yılan,çıyan, fare olaylarıda oluyor. Ne kadar korursanız koru bir böcek,sürüngen sizi bulacaktır. Evlerin rutubetli, yalıtımsız olması, evde yaşamayı zorlaştırıyor. Ailenizin bunları yaşamasına dayanamayıp, onları gönderiyorsunuz...
- Türkiye'de eşinizin işi iyi, çocuğunuzun okulu iyi, ben gideyim tek başıma, 1-2 yıl toparlanırım diye gelen yalnız hocalarda var.
Bunların hepsi yaşanmış şeyler. Bekar hoca olarak sizde kendiniz gibi hocalarla takılıyorsunuz. Eşiniz çocuğunuz sizden kilometrelere uzakta yaşıyor. Siz gidip gelseniz bile izin süreniz sınırlı. Daha öncede yazdım, 30+10 gün yıl içinde alabileceğiniz toplam izin. Yazın ailemin yanına giderim nolacak yaaa diyemiyorsunuz. Ailelerin dağılması sadece boşanma kastedilmemeli. Üç-Beş kuruş cebime girecek diye yapacağınız fedakarlıkları çok iyi düşünün.
Tek sıkıntınız bu da olmayacak, en favori yazımı okuyun http://kibristagorevliogretmenlik.blogspot.com/2015/02/kbrsa-gorevli-ogretmen-olarak-gelmek_2.html ve diğer yazılarımı muhakkak okuyun!
İşin en acısı ve insanın kanına dokunan şu; Bu kadar fedakarlık ve yaşananlara rağmen birde bürokratik ve kendi yetkililerimiz tarafından sahip çıkılmayışınız, sorunlarımızı çözememeleri, neler neler. Adamlardaki mantık şu, kabul etmeyen gelmesin, sen gelmezsen muhakkak biri gelir. Ben gelecek öğretmen (saf) bulurum havalarında...
Euro yükseldi, yükselir diye cazip gelmesin burası size, burada herşey euro,dolar üzerine satılıyor..
Hadi Eyvallah...
- Diyelim ki okul çağında bir çocuğunuz var; Çocuğunuzun eğitim hayatını kurtarmak için onları Türkiye'ye memlekete göndermek zorunda kalıyorsunuz. Eğer çocuğunuz ilkokul çağındaysa öğretmen size diyebilir, sizin çocuğunuz çok geride kalmış, nede böyle? Eğitim sistemi Türkiye'den çok farklı. El yazısıydı, Kıbrıs tarihi dersiydi, birçok konuda farklı. KKTC'li Öğretmenler sürekli grevde olduğundan eğitim hayatı çok aksıyor... Ortaokul ve Lise olarak farklı okullarda okunuyor. Bunların koleje hazırlık sıınavları var, Kıbrıs'lı çocukları bu sınav için yetiştiriyorlar, ya sizin çocuklarınız? Oldu ki sizin çocuğunuz Koleji kazadı okuyor ama Türkiye'de hiçbir geçerliliği yok,her dersi ingilizce gördüklerinden üniversite sınavında oldukça başarısız oluyorlar. Yani çocuğunuzun eğitim hayatını ve geleceğini kurtarmak için eşinizi, çocuğunuzu Türkiye'ye göndermek zorunda kalıyorsunuz. Okulların durumu o kadar berbat ki yıkılıyor, dökülüyor, içler acısı..
- Sağlık konusunda maalesef fazla seçeneğiniz yok. İnsanca bir tedavi için Yakındoğu üniv. hastanesine gitmek zorunda kalıyorsunuz. Tabi cebini çok yakıyor ve öyle ha diyince teşhis koyamıyorlar. Misal bir görevli arkadaşın hastalığını 1 yıl sonra buldular. Eğer çocuğunuzun eşininiz kronik bir rahatsızlığı varsa ve ya bir hastalıkları çıkarsa, mecbursunuz onları Türkiye'ye göndermeye. Hem hastane hem ilaç ödemelerinin altından kalkamıyorsunuz, iyi tedavi hizmeti alamıyorsunuz, sonra canımdan kıymetlimi diyip haydi Türkiye'ye..
- Birde maalesef yaşanan bir durum, öğretmenler, genç çocukları bekleyen ortam( betting salonları, kumarhaneler, uyuşturucu, içki) ve ailenin yaşadığını kayıplar. Branşı ne olursa olsun bunlara kapılanlar oluyor maaleef. Çünkü bu tür şeylere ulaşım o kadar kolay ki. Maalesef bu durumu yaşayan eşlerse boşanma ile, çocuklardaysa Türkiye'ye göndermekte buluyorsunuz çözümü.
- Eşinizin ruh sağlığını düşündüğünüz için gönderiyorsunuz bir de ailenizi Türkiye'ye. Çünkü burada eşiniz size bağımlı olacak. Sizinle hareket edip, dışarıya çıkabilecek. Arabası ve ehliyeti varsa bir adım daha iyi, ev ziyaretleri yapar en iyi ihtimal ya da halk eğitim kursunda koza yapar.. O da 5 yılda ne kadar yapılacak birşey bilemeyeceğim. Yaşadığı evde çıkan yılan,çıyan, fare olaylarıda oluyor. Ne kadar korursanız koru bir böcek,sürüngen sizi bulacaktır. Evlerin rutubetli, yalıtımsız olması, evde yaşamayı zorlaştırıyor. Ailenizin bunları yaşamasına dayanamayıp, onları gönderiyorsunuz...
- Türkiye'de eşinizin işi iyi, çocuğunuzun okulu iyi, ben gideyim tek başıma, 1-2 yıl toparlanırım diye gelen yalnız hocalarda var.
Bunların hepsi yaşanmış şeyler. Bekar hoca olarak sizde kendiniz gibi hocalarla takılıyorsunuz. Eşiniz çocuğunuz sizden kilometrelere uzakta yaşıyor. Siz gidip gelseniz bile izin süreniz sınırlı. Daha öncede yazdım, 30+10 gün yıl içinde alabileceğiniz toplam izin. Yazın ailemin yanına giderim nolacak yaaa diyemiyorsunuz. Ailelerin dağılması sadece boşanma kastedilmemeli. Üç-Beş kuruş cebime girecek diye yapacağınız fedakarlıkları çok iyi düşünün.
Tek sıkıntınız bu da olmayacak, en favori yazımı okuyun http://kibristagorevliogretmenlik.blogspot.com/2015/02/kbrsa-gorevli-ogretmen-olarak-gelmek_2.html ve diğer yazılarımı muhakkak okuyun!
İşin en acısı ve insanın kanına dokunan şu; Bu kadar fedakarlık ve yaşananlara rağmen birde bürokratik ve kendi yetkililerimiz tarafından sahip çıkılmayışınız, sorunlarımızı çözememeleri, neler neler. Adamlardaki mantık şu, kabul etmeyen gelmesin, sen gelmezsen muhakkak biri gelir. Ben gelecek öğretmen (saf) bulurum havalarında...
Euro yükseldi, yükselir diye cazip gelmesin burası size, burada herşey euro,dolar üzerine satılıyor..
Hadi Eyvallah...
10 Şubat 2015 Salı
Ocak Ayı maaşı Şubat ayında Yattı!
İş bilmez, işten anlamaz ama lafa geldiğinde mangalda kül bırakmayan, yaptığı işin, oturduğu koltuğun hakkını veremeyen kamu görevlileri yüzünden, Yurtdışı görevinde bulunan öğretmenlerin Ocak ayı maaşları 9 Şubat'ta Şubat maaşıyla beraber yatmış.
Bizler sanıyorduk ki, bütün yurtdışı personelinin maaşında aynı gecikmeler yaşandı ve aynı zamanda yatacak. Ama işte öyle değilmiş, yine olan alt kademeye, ezilen alt kademeye yani öğretmen arkadaşlarımıza olmuş. Diğer elçilik personelinin maaşları Ocak ayı bitmeden yatırmışlar, ya öğretmenlerin???
Yurtdışında çalışan öğretmenlerin 15 tatilini, ailesiyle beraber zehir ettiler, kiminin düğünü vardı, kimi ev taşıyacaktı, kiminin Türkiye'ye gitmesi gerekiyordu, kiminin hastası vardı. Bırakın bunları yapmayı, evlerinin dışına adım atamamış bir çoğu. Arabalarına benzin koyacak paraları dahi kalmamış.
Genel Müdür Zİya Yediyıldız'ın zahmet edip facebook durumundan paylaştığı bildiriyle öğretmenler bayram yaptı!!
Zahmet etmişler, teşekkür mü bekliyordu bunu yazarken bilemedim. O kadar insan açıklama beklerken mağduriyetinin sebebini öğrenmek için çabalarken, para yatınca yazabilme cesareti göstermiş kendiside... Gereken yapıldı derken? o maaş eninde sonunda yatacaktı. Siz öğretmenleri muhattap alıp maaş yatmadığında tek kelime, tek açıklama yapınız mı? Bu öğretmenlere mağduriyetinizi gidermek için avans hakkı verdik, sıkıntınızı gidermeye çalışıyoruz dediniz mi? Maaşın geç yatmasına sebep olanların, parmağı olanların, bu mağduriyete sebep olanlar hakkında gerekli işlemler yapılacak dediniz mi? Peki Yıllarca Genel Müdürlük yapan Ziya Yediyıldız, bu maduriyeti yurtdışında görev yapan öğretmenlere yaşatmadan neden birşey yapıp, o görevin hakkını veremedi? Ya da öğretmenlerin rapor ettiği sorunları çözmek için ne yaptı? Bunun için de kendisinden bir açıklama bekliyoruz. Sahi Ziya Yediyıldız, Önüne gelen bir rapora için " Daha gideli 1 yıl olmuş utanmadan rapor yazıp gönderiyorlar diyen yetkili değil miydi?" Üstelik Kıbrıs'a yeni gidecek olan öğretmenlere " Sizde öyle birşey yapacaksanız hiç gitmeyin!" diyen sayın yetkili?
Ben Ziya Yediyıldız'a soruyorum! Siz utanmıyor musunuz, hakkını aramaya, sesini duyurmaya çalışan öğretmenin önünü kapatmaya? Siz utanmıyor musunuz, Görevinizi yapmamaya? Siz utanmıyor musunuz, öğretmenlere bunları yaşatmaya? Buraya gelirken sizlere ihtiyacımız var, siz Türkiye'yi temsil ediyorsunuz derken, bu insanlara yaptıklarınız reva mı? Buyrun cevabını merakla bekliyorum.
Yurtdışına ailenizle gidin diyorlar, Görev yapacak öğretmen hariç ( 1 kereye mahsus) kimsenin yol parasını karşılamıyorlar.
Biz Kıbrıs'ta görev yaparken yine T.C.'ye bağlı Maliye çalışanların elektirik faturasına kadar ödenirken, bizler bir odaya hapsolmuş öyle ısınmaya çalışıyorduk.
Sağlık giderleri kurumumuz karşılanıyor diye gösteriyorlarken, Türkiye'de yıllar öncesinden kalkan sevk işlemini bize uyguluyorlardı ve hala uygulanıyor!
Bu öğretmenler için iyi birşeyler yapmak istiyorsanız Sayın Genel müdür, bu öğretmenlerin 657 haklarını verin!
Yurtdışı görevi diye bu öğretmenlerin bütün haklarını gasp ediyorsunuz, bir de bunlar yetmezmiş gibi, hak ettiği, alın teriyle kazandığı maaşlarını düzensiz ödüyor, onları ve ailelerini mağdur ediyor, hayatlarını altüst ediyorsunuz. Hergün maaş yattı mı, maaş yatacak mı diye insanlarda KAYGI BOZUKLUĞUNA sebebiyet veriyorsunuz!
Geçici görev yaftası yapıştırdığınız ve saçma sapan maddelerle her an gönderilirsiniz korkusu vererek buradaki öğretmenleri sindiriyorsunuz!
Siz başta olmak üzere sayın genel müdür, bu işle kim uğraşıyorsa ve yetkiliyse, önce o yetkinin hakkını, sonra yurtdışında görev yapan öğretmenlerin haklarını verin. Yurtdışını yaşanabilir kılın!!!
Bu insanlar sizin köleniz değil! Okuyarak, emek vererek, insana faydalı ve gelecek nesile, çocuklarımızın hayatına yön vermeye çalışan insanlar bunlar! Oraya hangi sebeple gitmiş olurlarsa olsunlar, bu mağduriyeti yaşatmaya, hiç kimsenin hakkı yok!!! Sesleri çıkmıyorsa ben yazacağım, ben duyuracağım, İş bilmez, yetki verilmiş insanlar okumasa bile, Yurtdışına gitmeyi, Kıbrıs'a gitmeyi düşünen öğretmenler görsün ve gitmesin. Burada yaşanan acizliği, insanların nasıl çaresiz bırakıldığını, ailesinin ne denli mağdur olacağını okusunlar! Elbet bir vicdan sahibi yetkili de görecektir bunları. Önüne raporlar geldiği halde, 3 maymunu oynayan yetkili değil, kendi kamu memurunun da haklarını ve hayat standartını düşünen bir yetkili muhakkak vardır!
Bu düzen böyle gitmez! Gitmeyecek! Bunu değiştirecek olan yine yurtdışı görevine başvurup, bu yazıyı okuyan siz öğretmenler olacaksınız.... Sizler bu şartlarda gitmezseniz, mecbur kalacaklar düzeltmeye ve insani şartlarda, öğretmenin ezilmediği, ailesinin mağdur edilmediği düzenlemeleri getirmek zorundalar. Susmayın hakkınızı savunun!!! Sendikaların bile sizin mağduriyetinizi savunmadığı, Yurtdışı temsilciğiliği açamıyoruz diyip sizi yalnız bırakmasına rağmen sizler organize olun ve haklarınızı savunun! Bu yetkililerin üzerinde yetkililer var unutmayın. Birlik olursanız, hiç kimse birşey yapamaz. Eğer ki siz bu sorunda birlik olabilseydiniz, sesiniz gür çıkar, birilerine sesiniz duyururdunuz ve işini yapmayan yetkililer, bu mağduriyeti yaşayan yetkililer, sesinizi kısıp, sizi sindiren yetkililer çoktan koltuktarından olurdu!!!! Yurtdışında görev yapan 1000 öğretmen varsa, 1000 kişi dilekçe yazıp gönderemez miydiniz? 1000 kişinin dilekçesine tek tek cevap vermek zorundalar.
Diyelim ki o maaşa ihtiyacım yok; Ekonomik olarak refah içindeyim, keyfinden geldim yurtdışına, Benim kazandığım, hak kazandığım maaşım nerede? Kim benim maaşımı gasp edip, bekletiyor? Kim bundan çıkar sağlıyor? Benim kazandığım, emek verdiğim maaşı, muhtaç olmadığım, tamamını bağış yapacağım ve ya har vurup harman savuracağım maaşı kim geciktiriyor? Hangi hakla geciktiriyor? Devlete bağlı personel miyim? Özel sektör de mi çalışıyorum? Ya da başı bozuk düzende çalışan bir memur muyum? Siz bunları hak ediyor musunuz? bu soruları sorun kendinize, öğretmen misiniz? yetkili misiniz? Kimse kimsiniz ama şu soruları sorun kendinize...
Buyrun size bir kaç haber;
Bizler sanıyorduk ki, bütün yurtdışı personelinin maaşında aynı gecikmeler yaşandı ve aynı zamanda yatacak. Ama işte öyle değilmiş, yine olan alt kademeye, ezilen alt kademeye yani öğretmen arkadaşlarımıza olmuş. Diğer elçilik personelinin maaşları Ocak ayı bitmeden yatırmışlar, ya öğretmenlerin???
Yurtdışında çalışan öğretmenlerin 15 tatilini, ailesiyle beraber zehir ettiler, kiminin düğünü vardı, kimi ev taşıyacaktı, kiminin Türkiye'ye gitmesi gerekiyordu, kiminin hastası vardı. Bırakın bunları yapmayı, evlerinin dışına adım atamamış bir çoğu. Arabalarına benzin koyacak paraları dahi kalmamış.
Genel Müdür Zİya Yediyıldız'ın zahmet edip facebook durumundan paylaştığı bildiriyle öğretmenler bayram yaptı!!
Zahmet etmişler, teşekkür mü bekliyordu bunu yazarken bilemedim. O kadar insan açıklama beklerken mağduriyetinin sebebini öğrenmek için çabalarken, para yatınca yazabilme cesareti göstermiş kendiside... Gereken yapıldı derken? o maaş eninde sonunda yatacaktı. Siz öğretmenleri muhattap alıp maaş yatmadığında tek kelime, tek açıklama yapınız mı? Bu öğretmenlere mağduriyetinizi gidermek için avans hakkı verdik, sıkıntınızı gidermeye çalışıyoruz dediniz mi? Maaşın geç yatmasına sebep olanların, parmağı olanların, bu mağduriyete sebep olanlar hakkında gerekli işlemler yapılacak dediniz mi? Peki Yıllarca Genel Müdürlük yapan Ziya Yediyıldız, bu maduriyeti yurtdışında görev yapan öğretmenlere yaşatmadan neden birşey yapıp, o görevin hakkını veremedi? Ya da öğretmenlerin rapor ettiği sorunları çözmek için ne yaptı? Bunun için de kendisinden bir açıklama bekliyoruz. Sahi Ziya Yediyıldız, Önüne gelen bir rapora için " Daha gideli 1 yıl olmuş utanmadan rapor yazıp gönderiyorlar diyen yetkili değil miydi?" Üstelik Kıbrıs'a yeni gidecek olan öğretmenlere " Sizde öyle birşey yapacaksanız hiç gitmeyin!" diyen sayın yetkili?
Ben Ziya Yediyıldız'a soruyorum! Siz utanmıyor musunuz, hakkını aramaya, sesini duyurmaya çalışan öğretmenin önünü kapatmaya? Siz utanmıyor musunuz, Görevinizi yapmamaya? Siz utanmıyor musunuz, öğretmenlere bunları yaşatmaya? Buraya gelirken sizlere ihtiyacımız var, siz Türkiye'yi temsil ediyorsunuz derken, bu insanlara yaptıklarınız reva mı? Buyrun cevabını merakla bekliyorum.
Yurtdışına ailenizle gidin diyorlar, Görev yapacak öğretmen hariç ( 1 kereye mahsus) kimsenin yol parasını karşılamıyorlar.
Biz Kıbrıs'ta görev yaparken yine T.C.'ye bağlı Maliye çalışanların elektirik faturasına kadar ödenirken, bizler bir odaya hapsolmuş öyle ısınmaya çalışıyorduk.
Sağlık giderleri kurumumuz karşılanıyor diye gösteriyorlarken, Türkiye'de yıllar öncesinden kalkan sevk işlemini bize uyguluyorlardı ve hala uygulanıyor!
Bu öğretmenler için iyi birşeyler yapmak istiyorsanız Sayın Genel müdür, bu öğretmenlerin 657 haklarını verin!
Yurtdışı görevi diye bu öğretmenlerin bütün haklarını gasp ediyorsunuz, bir de bunlar yetmezmiş gibi, hak ettiği, alın teriyle kazandığı maaşlarını düzensiz ödüyor, onları ve ailelerini mağdur ediyor, hayatlarını altüst ediyorsunuz. Hergün maaş yattı mı, maaş yatacak mı diye insanlarda KAYGI BOZUKLUĞUNA sebebiyet veriyorsunuz!
Geçici görev yaftası yapıştırdığınız ve saçma sapan maddelerle her an gönderilirsiniz korkusu vererek buradaki öğretmenleri sindiriyorsunuz!
Siz başta olmak üzere sayın genel müdür, bu işle kim uğraşıyorsa ve yetkiliyse, önce o yetkinin hakkını, sonra yurtdışında görev yapan öğretmenlerin haklarını verin. Yurtdışını yaşanabilir kılın!!!
Bu insanlar sizin köleniz değil! Okuyarak, emek vererek, insana faydalı ve gelecek nesile, çocuklarımızın hayatına yön vermeye çalışan insanlar bunlar! Oraya hangi sebeple gitmiş olurlarsa olsunlar, bu mağduriyeti yaşatmaya, hiç kimsenin hakkı yok!!! Sesleri çıkmıyorsa ben yazacağım, ben duyuracağım, İş bilmez, yetki verilmiş insanlar okumasa bile, Yurtdışına gitmeyi, Kıbrıs'a gitmeyi düşünen öğretmenler görsün ve gitmesin. Burada yaşanan acizliği, insanların nasıl çaresiz bırakıldığını, ailesinin ne denli mağdur olacağını okusunlar! Elbet bir vicdan sahibi yetkili de görecektir bunları. Önüne raporlar geldiği halde, 3 maymunu oynayan yetkili değil, kendi kamu memurunun da haklarını ve hayat standartını düşünen bir yetkili muhakkak vardır!
Bu düzen böyle gitmez! Gitmeyecek! Bunu değiştirecek olan yine yurtdışı görevine başvurup, bu yazıyı okuyan siz öğretmenler olacaksınız.... Sizler bu şartlarda gitmezseniz, mecbur kalacaklar düzeltmeye ve insani şartlarda, öğretmenin ezilmediği, ailesinin mağdur edilmediği düzenlemeleri getirmek zorundalar. Susmayın hakkınızı savunun!!! Sendikaların bile sizin mağduriyetinizi savunmadığı, Yurtdışı temsilciğiliği açamıyoruz diyip sizi yalnız bırakmasına rağmen sizler organize olun ve haklarınızı savunun! Bu yetkililerin üzerinde yetkililer var unutmayın. Birlik olursanız, hiç kimse birşey yapamaz. Eğer ki siz bu sorunda birlik olabilseydiniz, sesiniz gür çıkar, birilerine sesiniz duyururdunuz ve işini yapmayan yetkililer, bu mağduriyeti yaşayan yetkililer, sesinizi kısıp, sizi sindiren yetkililer çoktan koltuktarından olurdu!!!! Yurtdışında görev yapan 1000 öğretmen varsa, 1000 kişi dilekçe yazıp gönderemez miydiniz? 1000 kişinin dilekçesine tek tek cevap vermek zorundalar.
Diyelim ki o maaşa ihtiyacım yok; Ekonomik olarak refah içindeyim, keyfinden geldim yurtdışına, Benim kazandığım, hak kazandığım maaşım nerede? Kim benim maaşımı gasp edip, bekletiyor? Kim bundan çıkar sağlıyor? Benim kazandığım, emek verdiğim maaşı, muhtaç olmadığım, tamamını bağış yapacağım ve ya har vurup harman savuracağım maaşı kim geciktiriyor? Hangi hakla geciktiriyor? Devlete bağlı personel miyim? Özel sektör de mi çalışıyorum? Ya da başı bozuk düzende çalışan bir memur muyum? Siz bunları hak ediyor musunuz? bu soruları sorun kendinize, öğretmen misiniz? yetkili misiniz? Kimse kimsiniz ama şu soruları sorun kendinize...
Buyrun size bir kaç haber;
Yurtdışındaki öğretmenler seslerini Bakan Avcı'ya duyuramıyor! ( Acaba kimler yüzünden? Sizce?)
Etiketler:
KIBRIS YURTDIŞI GÖREVİ,
Kıbrıs'ta Türkiye görevlisi öğretmen,
kıbrısta MEB GÖREVİ,
Kıbrısta öğretmenlik,
KKTC'de MEB öğretmen,
MEB KIBRIS GÖREVLİ ÖĞRETMEN,
meb yurtdışı görevi
3 Şubat 2015 Salı
KİMSE BU YETKİLİLER, KİMSE BU İŞLERE BAKANLAR,ALLAH HEPİNİZİ BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN!
YURTDIŞINDAKİ ÖĞRETMENLERİN MAAŞLARI NEDEN YATMIYOR?
Yurtdışında görev yapan öğretmenlerin maaşlarının Ocak ayinda geç ödendiği hepimizin malumudur. Ancak genelde Ocak ayının 25-26 sı gibi maaşlar yatardi. Bugun 3 Şubat ve maaşlar hala yok. Birçok üyemiz mağdur durumdadır. Kirası ödenmedi. Taksitle yapilan alışverişlerin ödemeleri geri döndü. Elektrik idaresi parayı çekemedi. Otobüse binip okula gidecek para kalmadi. Geri dönen her ödeme size Mahnung ile birlikte arti 5 EUR olarak geri dönüyor. İtibarın sarsilmasi da ayrı bir konu. Peki tüm bunlar kimin umurunda? Öyle tahmin ediyoruz ki; kimsenin. Eğitim Ataşeleri konuya zaten duyarsiz. Çünkü kendilerine çuvalla maaş ödeniyor. Göreve yeni başlayan Egitim Müşavirimiz sayın Prof.Dr.Cemal Yıldız'ın ise konudan haberi olup olmadığını bilmiyoruz. Olsa da elinden çok fazla birşey geleceğini tahmin etmiyoruz. İş yine Ankara'da bitiyor. Sayın Genel Müdürümüz Ziya Yediyıldız'a sesleniyoruz. Bundan önce de yaşanan bu tür sıkıntılarda her zaman öğretmenin yanında olan ve anında çözümler üreterek mağduriyetleri gideren Sayın Genel Müdürümüzün bu konuya da duyarsız kalmayacağını umud ediyor ve kendisine güveniyoruz.
www.yurtdisigorev.com
Arkadaşlar sayın yetkili Ziya Yediyıldız'a seslenmişler ama yine hata yapmışlar. Sayın genel müdür, 5 yıl önce kendisine gelen raporu, raporunuz değerlendirmeye alınmıştır diye RESMİ yollardan cevaplarken , Öğretmenlerin yüzüne tehdit edercesine, " Bazılarınız utanmadan daha yeni gelmiş rapor hazırlıyor" diyerek iki yüzlülük sergilemiş kişidir. Eğer siz de böyle yapacaksanız hiç gitmeyin diyerek, yeni gelen öğretmenler bir güzel sindirilmiştir. Yani yanlış kapıdasınız....
Gördüğünüz üzere, yatmayan Ocak ayı maaşı büyük krizlere ve garibim öğretmen için büyük mağduriyete yol açtı. Artık öğretmenlerin isyanlarını görüpte duyarsız kalmam mümkün değildi. Kıbrıs'ta hala görev yapan tanıdık öğretmenin eşini, arkadaşımı aradım, ne durumdasınız? neler oluyor diye....
Başladı ağlamaya,perişan halde olduklarını,hiçbir yetkilinin kendilerine cevap vermediğini, kimse ne yaptınız? diye sormadıklarını söyledi. Maaş ha bugün ha yarın yatar diyerek, eşten dostan kiminde 50 lira kiminden 100 lira ala ala ayı bitirdiklerini buna rağmen maaşın hala yapmadığını belirtti. Çocuğunu okulöncesi devletokuluna gönderdiğini ama onun bağış adına toplanan aylık 100 lirayı bile yatıramadıklarını, büyük çocuğunun doktorda kontorle gitmesi gerektiğini ama 85 lirası olmadığı için ve doktorun yazacağı ilacı alamacağı için doktora götüremediğini, Türkiye'ye gitmesi gerektiğini, hatta uçak biletini 2 ay önceden almasına rağmen ceplerinde para olmadığı için gidemeyeceğini, çocukların karne hediyesi diye ısrar etmelerinin karşısında yaşadıkları çaresizlikleri bir bir anlattı..
Arkadaşımla konuşurken içim cız etti, daha önce benimde Kıbrıs'ta yaşadığım sıkıntılar bir bir gözümün önüne geldi, yine öfkelendim, yine sinirlerim bozuldu. Yazık gerçekten yazık. Bu insanlar bu şartlarda sizi temsil etmeye çalışıyor. Türkiye'deyken maaşımız düzenli yatıyor, ayın ilk 10 güne kadar ek ders yatıyor. Açsak açız, toksak tokuz ama bu insanların,görevlilerin çektiklerinin adı nedir?
Soruyorum size!!! Hani güçlü Türkiye? Hani Yeni Türkiye? Hani cemaatin okullarını kapatın biz kendi okulumuzu açacağız diyen Cumhurbaşkanı? Nerde bu yetkililer? Kendi memurlarını bu denli perişan eden başka devlet var mı acaba, büyük Türkiye çığırtkanlığı yaparak? Möhöm kişilerin canını acıtmıyor bu durum, tabi onların aldığı maaş belli zaten. Olan yine garibim memura,öğretmene oluyor. Gurbet ellerde, bu kadar çaresiz ve aciz bırakılacak ne yaptı bu insanlar size? siz sanıyor musunuz ki onların ahları, bu feryatları yanınıza kalacak ey yekililer, ey möhöm kişiler.... Allah sizi Bildiği gibi yapsın.
EYY Milli Eğitim bakanlığı, Eyy Dışişleri Bakanlığı, Eyy Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, sen yurtdışı personelinin maaşını düzenli ödeyemiyorsan,, ayında yatıramıyorsan, buyrun Ocak ayı maaşı sizin olsun, madem bu kadar acizsin! Şubat ayı geldi, bari insanlara Şubat ayı maaşını ver! Şubat ayını ödemek için,kira yardımını yatırmak için bahanen ne?????
Lütfen diğer yazılarıda okuyunuz!!!
Yurtdışında görev yapan öğretmenlerin maaşlarının Ocak ayinda geç ödendiği hepimizin malumudur. Ancak genelde Ocak ayının 25-26 sı gibi maaşlar yatardi. Bugun 3 Şubat ve maaşlar hala yok. Birçok üyemiz mağdur durumdadır. Kirası ödenmedi. Taksitle yapilan alışverişlerin ödemeleri geri döndü. Elektrik idaresi parayı çekemedi. Otobüse binip okula gidecek para kalmadi. Geri dönen her ödeme size Mahnung ile birlikte arti 5 EUR olarak geri dönüyor. İtibarın sarsilmasi da ayrı bir konu. Peki tüm bunlar kimin umurunda? Öyle tahmin ediyoruz ki; kimsenin. Eğitim Ataşeleri konuya zaten duyarsiz. Çünkü kendilerine çuvalla maaş ödeniyor. Göreve yeni başlayan Egitim Müşavirimiz sayın Prof.Dr.Cemal Yıldız'ın ise konudan haberi olup olmadığını bilmiyoruz. Olsa da elinden çok fazla birşey geleceğini tahmin etmiyoruz. İş yine Ankara'da bitiyor. Sayın Genel Müdürümüz Ziya Yediyıldız'a sesleniyoruz. Bundan önce de yaşanan bu tür sıkıntılarda her zaman öğretmenin yanında olan ve anında çözümler üreterek mağduriyetleri gideren Sayın Genel Müdürümüzün bu konuya da duyarsız kalmayacağını umud ediyor ve kendisine güveniyoruz.
www.yurtdisigorev.com
Arkadaşlar sayın yetkili Ziya Yediyıldız'a seslenmişler ama yine hata yapmışlar. Sayın genel müdür, 5 yıl önce kendisine gelen raporu, raporunuz değerlendirmeye alınmıştır diye RESMİ yollardan cevaplarken , Öğretmenlerin yüzüne tehdit edercesine, " Bazılarınız utanmadan daha yeni gelmiş rapor hazırlıyor" diyerek iki yüzlülük sergilemiş kişidir. Eğer siz de böyle yapacaksanız hiç gitmeyin diyerek, yeni gelen öğretmenler bir güzel sindirilmiştir. Yani yanlış kapıdasınız....
Gördüğünüz üzere, yatmayan Ocak ayı maaşı büyük krizlere ve garibim öğretmen için büyük mağduriyete yol açtı. Artık öğretmenlerin isyanlarını görüpte duyarsız kalmam mümkün değildi. Kıbrıs'ta hala görev yapan tanıdık öğretmenin eşini, arkadaşımı aradım, ne durumdasınız? neler oluyor diye....
Başladı ağlamaya,perişan halde olduklarını,hiçbir yetkilinin kendilerine cevap vermediğini, kimse ne yaptınız? diye sormadıklarını söyledi. Maaş ha bugün ha yarın yatar diyerek, eşten dostan kiminde 50 lira kiminden 100 lira ala ala ayı bitirdiklerini buna rağmen maaşın hala yapmadığını belirtti. Çocuğunu okulöncesi devletokuluna gönderdiğini ama onun bağış adına toplanan aylık 100 lirayı bile yatıramadıklarını, büyük çocuğunun doktorda kontorle gitmesi gerektiğini ama 85 lirası olmadığı için ve doktorun yazacağı ilacı alamacağı için doktora götüremediğini, Türkiye'ye gitmesi gerektiğini, hatta uçak biletini 2 ay önceden almasına rağmen ceplerinde para olmadığı için gidemeyeceğini, çocukların karne hediyesi diye ısrar etmelerinin karşısında yaşadıkları çaresizlikleri bir bir anlattı..
Arkadaşımla konuşurken içim cız etti, daha önce benimde Kıbrıs'ta yaşadığım sıkıntılar bir bir gözümün önüne geldi, yine öfkelendim, yine sinirlerim bozuldu. Yazık gerçekten yazık. Bu insanlar bu şartlarda sizi temsil etmeye çalışıyor. Türkiye'deyken maaşımız düzenli yatıyor, ayın ilk 10 güne kadar ek ders yatıyor. Açsak açız, toksak tokuz ama bu insanların,görevlilerin çektiklerinin adı nedir?
Soruyorum size!!! Hani güçlü Türkiye? Hani Yeni Türkiye? Hani cemaatin okullarını kapatın biz kendi okulumuzu açacağız diyen Cumhurbaşkanı? Nerde bu yetkililer? Kendi memurlarını bu denli perişan eden başka devlet var mı acaba, büyük Türkiye çığırtkanlığı yaparak? Möhöm kişilerin canını acıtmıyor bu durum, tabi onların aldığı maaş belli zaten. Olan yine garibim memura,öğretmene oluyor. Gurbet ellerde, bu kadar çaresiz ve aciz bırakılacak ne yaptı bu insanlar size? siz sanıyor musunuz ki onların ahları, bu feryatları yanınıza kalacak ey yekililer, ey möhöm kişiler.... Allah sizi Bildiği gibi yapsın.
EYY Milli Eğitim bakanlığı, Eyy Dışişleri Bakanlığı, Eyy Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, sen yurtdışı personelinin maaşını düzenli ödeyemiyorsan,, ayında yatıramıyorsan, buyrun Ocak ayı maaşı sizin olsun, madem bu kadar acizsin! Şubat ayı geldi, bari insanlara Şubat ayı maaşını ver! Şubat ayını ödemek için,kira yardımını yatırmak için bahanen ne?????
Lütfen diğer yazılarıda okuyunuz!!!
Etiketler:
KIBRIS YURTDIŞI GÖREVİ,
Kıbrıs'ta Türkiye görevlisi öğretmen,
Kıbrısta öğretmenlik,
KKTC'de MEB öğretmen,
MEB KIBRIS GÖREVLİ ÖĞRETMEN,
meb yurtdışı görevi,
YURTDIŞI GÖREVİ
2 Şubat 2015 Pazartesi
Kıbrıs'a görevli öğretmen olarak gelmek isteyenlere bilinmeyenleri anlatıyorum..
Kıbrıs’ta MEB'e bağlı 5 yıl görev yapmış bir öğretmenin eşi olarak yazıyorum .. Yazacağım sıkıntılar sadece şahsımın ve ailemin yaşadığı sıkıntılar değil, bütün arkadaşlarımızın sıkıntılarıdır.
Kıbrıs MEB'te Öğretmenlerin adı yok! Hemen basit bir örnek ile başlayayım; Telefon firmalarının , imam hattı kampanyası, askeri hat kampanyası var ama öğretmenler adına herhangi bir kampanyası yok... Siz öğretmen olarak mecburen ya imam hattı ya asker hattı kullanabilirsiniz. İmamların ve din görevlilerin şartları öğretmen ve öğretmen ailelerinden iyi durumda. En azından karşısılarında bir muhattap bulup, sorunlarını dile getirip, değer görüyorlar.
Dışişleri personeli 5 yılda bir görevlendirilir, öğretmenlerde, diğer personeller de 5 yıllığına gelir. Dışişleri personeline 2 yılda bir sıla bileti verilir. Ailesinin, kendisinin uçak bileti parası karşılanır ama bizim karşılanmaz. İşlerine geldiğinde Dışişleri personelidir, haklara gelince kendi bakanlığımıza bağlıyız..Kendi haklarımızı da yurtdışında olduğumuz için kullanamayız.
Gelelim yaşadıklarımıza...
Herşey eşimin Kıbrıs’a görevli öğretmen alınacak ilanını görmesiyle başladı. Tek öğretmen maaşıyla geçinen bir aile olarak, çift maaş+ kira yardımı şuan size olduğu kadar bize de çok cazip geldi. Ne güzel gideriz, borçlarımızı kapatırız, iyi kötü bir ev araba alır, tekrar ülkemize döneriz diye düşünüyorduk.
Sorduk soruşturduk, bizden önce görev yapmış arkadaşlara danıştık. "Çok iyi olur gidin", evi eşyayı dert etmeyin, eşyalı ev çok dediler ve arabalarda çok uygun. Ooo süper dedik.
Hemen başvurduk, mülakatlar vs. Süprizzz gitmeye hak kazandık. ( 1. Hatamız) Nerden bilebilirdik hayatımızın en zor günlerinin başlangıcına adım attığımızı…
Hemen eşyaları elden çıkardık. Evimizi düzenimizi herşeyimizi bozduk, ihtiyaç sahiplerine dağıttık. (2. Hatamız)
İlk önce göreve başlayacak öğretmenler Ankara’dan Kıbrıs’a gittiler. İlk durak Girne öğretmen evinde kalıp ne zaman görev yeri belli olacağı belli olmayan bir sürece giriyorlar.
Dırım dırım işte sıkıntılar başladı bile…
Türkiye’de eşlerini Kıbrıs'a göndermiş aileler bekliyor, eşimin görev yeri belli olsun da, o güzelim eşyalı evlerden birini tutsun da bizde yanına gidelim. Zira ev halkı eşini bir bilinmezliğe gönderdiğinden Türkiye’de tedirgin bekleyişteler. Acaba nasıl olacak? Ne olacak? Diye...
Neyse artık Öğretmen arkadaşın görev yeri belli olur.
Sorun 1: Başlar ev aramaya. Bize kira yardımı veriyorlar ama O da ne? 600 liraya eşyalı kiralı ev bulmak mı? İmkansız. Hadi pamuk eller cebe. ( Amannn nolacak ya zaten bir de çift maaşım var hem de Euro)
Bizim müzmin öğretmen hala ev aramakta ama hesabına göre ev bulsa eşyalar iyi değildir; Açalım bu konuyu;
- - Kanlı, spermli, depodan çıkma kapkara 2. El yataklar
- - Gıcır gıcır kaç tarihinden kalma olduğu bilinmeyen ya da tutsanız elinizde kalacak eşyalar,
- - Bedava verseler oturmayacağınız eşyalar
- - Muhtemelen kışın nem kapmış ama boyayla kapatılmış rutubetli evler
- -Makyaj yapılmış ama hiçbir konforu olmayan evler…Ev sahipleri bir de bu eşyalar için sizden 2-3 aylık depozit istemez mi? Biliyor eşyaların elinizde kalacağını... kasten yapıyorlar adeta.
Tabi bunlar şehirden şehire değişiyor, kiralık en antika ve boş ev bulması en zor evler Güzelyurt’ta (bir de ev sahiplerine baksan o evler saray, acayip lüks) , En moderni de Mağosa’da İngilizlerin kiraya verdiği evler ki onlar da yüksek kira ücretleri talep ediyorlar.. Modern dediğime bakmayın. Dışarıdan göz kamaştırıyor evler ama yazın serinlemek için 1 odaya kapanıyorsunuz, kışın ısınmak için 1 odaya kapanıyorsunuz, toplasanız 4 ay için evi rahat kullanıyorsunuz.
Bir de siz siz olun asla ev sahibinize yüz vermeyin, samimiyet kurmayın ve asla ama asla ev sahibinizle aynı apartmanda oturmayın. Adamların apartman kültürü olmadığından, sanki sen yokmuşsun,ona muhtaçmışsın gibi davranıyorlar. Taşınır taşınmaz evinizin kilidini değiştirin,çünkü siz yokken ya da yok olduğunuzu sandığı bir an eve girmeye teşebbüs edebilir. Zaten kontratlarda özellikle yazdırıyorlar, eve istediği an gelip kontrol edebilir diye. Ev sahibiyle papaz olursanız da hakkınızı savunacak hiçbir merci yok. Hele siz Türkiye'li olduğunuzdan direk kabahatlisinizdir. Haklı olmanızın, mağdur olmanızın bir önemi yok.
Peki bu durumda gelecek olursanız ne yapmalı? ; Geldiğiniz zaman ilk 6 ay Türkiye’den ev eşyalarınızı gümrüksüz getirebiliyorsunuz. (ister sıfır olsun ama ambalajından ve etiketi üzerinde olmasın, 2. el süsü verin) Eşyalarınızı getirin ve eşyasız kiralık ev tutun. Eşyasız kiralık evi 600- 1200 tl arası tutabiliyorsunuz.
Ev tutuldu, eşyalar Türkiye’den geldi, ailen için bir dünya uçak bileti parası verdin ( amannn nolacak sen artık çift maaşlısın) ve aileni yanına getirdin.
Şimdi 2. en büyük sorun Araba…Toplu taşıma sektörü gelişmediğinden olanlarda milattan önce kalma olduğundan senin burada elin ayağın araba olacak. Evet burada arabalar Türkiye’den ucuz ama bir o kadar hor kullanılmış, km’si fazla ve yıpranmış arabalar, size sürekli masraf çıkaracaktır.
Peki bu durumda ne yapabilirsiniz? ; Arabanızı ‘da Türkiye’den getirebilirsiniz…
Gelelim 3.en büyük soruna; çocuğunuz varsa Eğitim sistemi… İyi öğretmeni olmasına karşı sizi illallah ettirecek bir eğitim sistemine sahip. Öğretmen olarak çalıştığınızda bizzat kendiniz illallah ederken bir de çoluğunuz çocuğunuz illallah edecek…
Gelelim aslında 1. Olması gereken ama 4.sırada yer verdiğimiz Soruna Maaş kısmına. Evet Türkiye maaşı+1070 euro maaş+600 lira kira ücreti alacaksınız ama ne zaman alacaksınız? Türkiye maaşı zaten düzenli 15’inden 15’i ne yatıyor, ya buradaki ödemeler? BİLİNMİYOR. Artık paşaların canı ne zaman isterse. Türkiye’de ödemeleriniz aksıyor, kredi kartı ve kredi düzensiz ödediğinizden bankalar tarafından mimleniyorsunuz, ev sahibinizle kira yardımını düzenli bir tarihte alamadığınızdan papaz oluyorsunuz. Hele bir de her "Ocak ayı ödemesi var ki evlere şenlik.." Kıbrıs’lı öğretmenler 13. Maaşını alıp Yılbaşı kutlarken, siz tabir-i caizse ağzınızı havaya açıyorsunuz ki Kıbrıs maaşınız kiranız yatsın. Ay sonunu bulabilir, Şubat ayında yatabilir, Paşaların canı ne zaman isterse o zaman yatar o kadar! İtiraz etme hakkınız yok! Neden diye sormak yok! Bankalar arar ödemeleriniz yapılmadı diye, faturalarınızı ödeyemezsiniz, cep telefonundan tutunda diğer bütün düzenli ödemeye çalıştığınız faturalar aksar, Elçiliğin yüz karası personeli olursunuz. İnsanlar size acır. ( Kesinlikle bir abartı,mübala yok! ) Yetkili şahıslar sadece sizi uyarmakla yetiniyor, maaş geç yatacak temkinli olun.
La zaten ödemem var, elimde kalan şu kadar para, ben o parayla nasıl 2 ayı geçireyim? Geçireceksin ya da eş dost sağolsun.. Kıbrıs'ta görev yapıyorsun, herkes senin iyi durumda olduğunu düşündüğünden öyle herkesten ha diyince parada isteyemiyorsun. Abi hani sen Kıbrıs'taydın? hayırdır ya? diye sorularla karşıkarşıya kalıyorsun.
Gelelim 5. Sıraya Sağlık sorununa; Son yıllarda Yakın doğu üniversitesi anlaşmasıyla bazı bölümlere fark ödeyerek muayene olabiliyorsunuz; Aile bireylerine 85 lira farkla ve görevli arkadaş için 5 tl farkla.. Ama eczaneden ilaçlar için pamuk eller cebe.. Sahi 3 kişi 1 ayda hasta olsa, doktordu ilaçtı ayda en az 250 tl’yi gözden çıkaracaksın. (Hala çift maaşınızdan elinize birşey kaldıysa) Devlet hastanesinden yararlanabilirsin elbet ama iyi bir sinir sistemine sahipsen, o hasta halinizle çocuğunuzu ve eşinizi rezil etmeyi göze alıyorsanız…
Bitti mi bitmedi? Gelelim 6. Sıraya; Giyim kuşam.. Burada görevli öğretmenler serbest kıyafet giyiniyor, yanınızda 2 tane takım elbise bulunması şart ama sebebini aşağıda birazdan okuyacaksınız.. Mümkünse kıyafet stoktayın gelin zira bir LCW ürününü Türkiye’ye göre 2-3 katı fiyatla alıyorsunuz. Bir de suyu çok kötü olduğundan kıyafetler eskimese bile rengi solduğundan sayılı defa giyiyorsunuz desem abartmış olmam.. Mümkünse Siyah, lacivert gibi koyu renkten uzak durun..
Tabi ki 7. Sıra; Isınma ve serinleme… Evlerde yatılım olmadığından, kışın evinizin içinde sibirya soğuğunu, yazın cehennem sıcağını hissedeceksiniz. Ah ah ikisi de ayrı dert. Çekmeyen bilmez. Kısacası diyeyim ki cebinize kuvvet…
Bitti mi hayırrrr! 8.Sıra ve insanı bezdiren,çileden çıkaran sorun Tatil, izin sorunu! 1 ay normal izin 10 gün mazeret izniniz var. Ondan sonra ölüm kalım bile olsa, ölüm döşeğinde bile olsanız izin alamazsınız, alsanız bile hemen maaştan kesinti yaparlar affetmezler. Yazın Kıbrıs'lılar bile Kıbrıs'tan kaçarken siz oturur Kıbrıs'ı beklersiniz. Aileniz dayanamaz, onları gönderirsiniz.. Siz de burada sizin gibi öğretmenlerle takılırsınız...
Bir de Möhöm insanların ve sizinle ilgilenmesi gereken kişilerin tavrı… Bir sıkıntınız varsa ya da bir ricanız mümkün değil karşınızda muhattap bulamazsınız. Ama eğer sıkıntı yaratan sizseniz ya da onların sizinle işiniz varsa bir telefon kadar yakınınızdadırlar.
Möhöm insanların yaptığı toplantılar, Giden arkadaşlar adına düzenlenen uyduruktan resepsiyonlar, ( önceden yemekli davet verirlermiş, artık fakirleştiler sanırım, sadece ayakta kanepe ikram ediyorlar, görevi bitirenlere de uyduruktan bir plaket operasyon tamam ) Türkiye’den gelen möhöm insanlar için verilen davet ve toplantılara icabet etmek zorundasınız. Sorun aktarmadan sadece gülümseyin yeter… Bahsettiğim o 2 tane takım elbise işte size buralarda yardımcı olacak.
O möhöm insanlar size hep şunu diyecek, “Siz Türkiye’yi temsil ediyorsunuz” … Peki bu şartlarda nasıl temsil edebilirim diyemiyorsunuz bile! Cevap veremiyorsunuz.
Velhasıl hani diyorlar ya çift maaş+kira yardımı şuradan hesaplayın elinizde ne kalacak ve siz ne yatırım ne yapabileceksiniz. Sağlık harcamaları, Türkiye’ye gidip geldikçe ödeyeceğiniz uçak bileti paraları, Kira yardım yetmeyince üzerini tamamlayacağınız artı para, araba benzini ve bakımı parası, Isınma ve soğutma için ödeyeceğiniz fahiş elektirik faturası, Beslenme vs vs derken elinizde kalanla sizde dona kalıyorsunuz.
Bir de hala ben yine de gideceğim diyorsanız, Türkiye’deki düzenini, evini dağıtmadan git arkadaş. Olurda yapamazsan dönecek kapın olsun. Bizim dönememizin sebebi çaresiz katlanışımızın sebebi bir çok arkadaşımız gibi bu sebepten. Daha burayı, şartları tanımadan borç altına girmemiz ve gelirken düzenimizi dağıttığımız için dönmek isteyenler dönemiyor. Oldu da hoşunuza gitti, Türkiye’de 3 ay bile olsa Ailenizin kalacak bir yeri olsun.Ama Türkiye'deki evinizi düzeninizi asla bozmayın!
Bir şey daha bazı gelenlerde Ada sendromu görülmektedir. Zira açık hava hapishane hissiyatı yaşamaktasınız burada. Adanız küçük olması ve tüm yolların denize çıkması, insanın psikolojisini bozuyor.
5 yıl Kıbrıs’ta yaşamış biri olarak, Gitme arkadaş gitme! Türkiye’yi bırakıpta bu şartlarda Kıbrıs'a gitme! Kendine, eşine, çocuğuna yazık etme… O kadar yazacak şey var ki… Çok şükür biz bitirdik döndük, bir daha mı? Allah Korusun!
Dediğim gibi bunlar şahsi bir bize has durum değil, burada diğer öğretmen arkadaşlarla bir aile gibiyiz. Gurbette olmamız ve bu sıkıntılarımız bizi birbirimize yaklaştırıyor.
Sırf para için gelecekseniz, gelip burada sefil olmaya değmez. Kimileri ailelerini Türkiye'de bırakıp geliyor, kimi çocukları buradaki eğitim sistemi mağduru olmasın diye Türkiye'ye çocuklarını gönderiyor. Nitekim aile dağılıyor. 5 yıl ne yerleşebiliyorsunuz ne ha diyince dönebiliyorsunuz. Eşiniz ev hanımıysa vay ki onun haline... Buraya gelince size bağımlı yaşasın istemiyorsanız, bir de eşinize ehliye ve araba almanız gerekecek ki bu da başka bir masraf...
Bu şartlar nasıl düzelir? diye düşünmüyor yetkililer. Sorun olarak bile görmüyorlar belki de... Sizin ne düşündüğünüz ne yaşadığınız umurlarında değil. Gel diyince gidersiniz, git deyince giderseniz, okulda da başarıyla görev yaparsanız sizden iyisi yok...Bir de sizden bir şikayet gelmezse ohhh mis..
Kıbrıs'ın yerli halkı da size karşı tepkili davranabiliyor. Bizim öğretmenimiz, imamımız vs yok mu? Neden geliyorsunuz? diyorlar haklı olarak. Bunun sebebi de çok kolay. Kıbrıs hükümeti kendi personeline maaş ödememek için Türkiye'den maaşı TC. bakanlığını ödediği personel İthal ediyorlar. Esnaf ve ev sahibi için çok güzel sağılacak inek statüsünde oluyorsunuz, onun dışında ististnalar kaideyi bozmaz diyerek, halk size tepkili yaklaşıyor ve çocuğunuz okullarda 2. sınıf insan muamelesi görüyor.
Bu kadar yazdık, hiç mi olumlu bir şey yok? Var tabi..Buradaki insanlar XXL dır. Yani çok çok rahattır. Hükümeti de insanları da öyle. Yolda koca bir delik mi var? Ne önemi var canım kalsın. Bir sorun mu var? ben ne uğraşacağım canım başkası çözsün.. Öyle öyle devlet batmış zaten... Yani buraya gelince sizde XXL olacaksınız. Yiyip içip yatacaksınız... Saat 13:00 e kadar çalışıp, tüm gün sizin ve ailenizin olacak. Bir süre sonra bu da sinirleri bozuyor ama neyse :)Güzellikten bahsediyoruz.. Yaz aylarında denize yakınsanız ya da en uzak mesafe 40-50 dakika mesafeyle denize ulaşıp yüzebilirsiniz. İçkinin, kumarınız, eğlence hayatınız yoksa burada yapacağınız en aksiyonlu aktivite yüzmek! Başka bir şey yok..
Hani diyoruz ya Çift maaş diye, bir hesaplayın bakalım, bunlarda sonra elinizde ne kadar kalacak çift maaştan ki, borç ödeyip, yatırım yapasınız. Türkiye' de en azından aydan aya bir alışverişe gider, dışarıda yemek yeme keyfi yaşarsınız. Harcama yapmasanız bile bir Avm ye ya daçarşı pazar dolaşır stres atarsınız. Burada o da yok. En büyük alışveriş yeri Türkiye'de 3 MMM migros kadar falan...
Bunları düşünerek bir daha kararınızı gözden geçirin. Keşke biz gitmeden birileri bunları bize söyleseydi ya da nette okuma imkanımız olsaydı....Keşke iyi olur diyen akadaşlar, bizi teşvik etmek yerine susup vebal altına girmeselerdi.... Napalım çaresiziz gelmem lazım, kendimi toparlamam lazım diyenler de olacaktır. Siz hiç Kıbrıs'ta, kendi vatanınızdan, çevrenizden uzaklarda çaresiz kalmak ne demek bilmiyorsunuz? Yaşadığınızı çaresizlik sayıyorsunuz? Yapmayın Allah aşkına... Şimdi buraya gelmek için can atarlar, mülakat hakkı kazandım diye mutlu olanları da gördükçekendi yaşadığım sevinç, heyecan geliyor aklıma... Neydik ne olduk.... Neyse sizelere Kolay gelsin...
Bir eş olarak bu bizim yaşadıklarımız; Bir de görev yapan öğretmenlerin sorunlarını buradan okuyabilirsiniz http://forum.memurlar.net/konu/1508772/1.sayfa
Diğer yazılarımı da okumanız şiddetle tavsiye edilir.
Etiketler:
KIBRIS YURTDIŞI GÖREVİ,
Kıbrıs'ta Türkiye görevlisi öğretmen,
kıbrısta MEB GÖREVİ,
KKTC'de MEB öğretmen,
MEB KIBRIS GÖREVLİ ÖĞRETMEN,
meb yurtdışı görevi,
YURTDIŞI GÖREVİ
Vah benim Kıbrıs'ta kalan öğretmenimmmm
Kıbrıs'ta hala görev yapan ve orada kalan arkadaşlar, 1-2 haftadır, Ocak ayı maaşımız yatmadı yatmadı diye serzenişte bulunuyordu kalan öğretmenler. Ben de normal bunlar, zaten önceki yazımda bahsettim, Ocak ayı maaşı krizinden... Neyse eşim okuyor bana, bak görüyor musun, yine Ocak ayı maaşı krizi yaşanıyor. Ben de amannn her Ocak ayında yaşanıyor zaten, 31'i ne kadar yatırırlar dedim. Ama oda ne ilk defa şubat ayını buldu. Şuan ben bile şoklardayım düşünün.... Arkadaşlar sitem ediyor, ne müşavirin bir bilgisi var ne bankanın! Ne zaman yatacağını bilmiyoruz diye isyandalar... Biz mesela Ocak ayını, kredi çekip geçirirdik. 2-3 bin lira kredi çeker, maaş yatınca krediyi kapatırdık. Kalan arkadaşlara ve ya gidecek olanlara tavsiyemdir.. Ödeyeceğiniz faizde size ceza.. Niye bırakıpta memleketi elin Kıbrıs'larına gidersiniz hı? Söyle bakimmmm .....
Etiketler:
KIBRIS YURTDIŞI GÖREVİ,
Kıbrıs'ta Türkiye görevlisi öğretmen,
kıbrısta MEB GÖREVİ,
KKTC'de MEB öğretmen,
MEB KIBRIS GÖREVLİ ÖĞRETMEN,
meb yurtdışı görevi,
YURTDIŞI GÖREVİ
Yurtdışı Öğretmenlik Facebook sayfası
Dönmeme rağmen, blogumda kişilere yol göstermem, diğerleri gibi 3 maymun oynamayıp, Kıbrıs'taki görevin gerçek yüzünü insanların yaşadıklarını açık açık anlatmam sizler tarafından olumlu geri dönüşlere ve bir kez daha düşünmeye sevk ettiğinden ,ayrıca artık durumun gün yüzüne çıkıp tartışılabiliyor olmasından dolayı çok mutluyum. Umarım bu blogu o möhöm kişiler ve yetkiler de görür. 4 yıl eğitim fakültesi(yüksek linsans ve doktora yapanlardan hariç) okuyup, öğretmenlik gibi kutsal ve önemli bir mesleği icra eden bu kişilere bu şartlar reva görülemez. Yazdıklarımın Kıbrıs'a gitmeyi düşünenlere yol gösterebildiğini, rehberlik ettiğini gördükçe seviniyorum. Çünkü bizim gibi hiçbir insanının mağdur olmasını istemem.. Bunları bilipte giderseniz zaten bile bile lades dersiniz en azından...
Buraya gelmeden önce öğretmenler tembihlenmiş, bakın sizde gittiğiniz yıl raporlar gönderip, şikayetlenmeye başlayacaksanız gitmeyin, diyerek daha gelmeden bir destur vermişler. Tabi kimse başı ağrısında istemiyor. Sonra ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin mantığı....
https://www.facebook.com/YurtdisiOgretmenik?fref=ts Yurtdışı öğretmenlik grubunda Zeynep hanım, benim blogumda ki paylaşımlara yer vermiş, çok teşekkür ederim ama Kira yardımı 600 tl veriyorlar diye eklemiş. Sevgili Zeynep hanım, 600 lira kira yardımı dişinizin kovuğuna bile yetmiyor ama o yazıdan yine de böyle birşeyi cımbızlamış olmanız sizi iyimser biri olarak gösteriyor, harikasınız :)
Yine aynı sayfada yorumlar arasında Ramazan bey Kıbrıs'ta görev yapmış ve hala yapan biri olarak yorum yapmış ama bence biraz o da iyimser davranmış :) Mesela hemen buna bir örnek vereyim. Geçen yıl kış ayında sadece 20 gün bir odaya kapanıp elekirikli ısıtıcıyla ısındık ve gelen elektirik faturası 550 tl! Şimdi soruyorum , siz Türkiye'de doğalgazlı güzelim, her odası ısınan, sıcak suyu akan evinizde 550 tl'ye ne kadar sürede ısınırdınız? Ben söyleyeyim hemen 1-5-2 ay.... Biz sadece ama sadece 20 gün,çocuklarımız hasta olmasın diye bir odaya kapandık. Çeşmeden buz gibi su, Depodaki elektirikli ısıtıcıyı çalıştırmadığımız halde. Tüpte kazanda su kaynatıp banyo yaptığımız halde! Malum tüp ucuz ya.... Lütfen yapmayın. Bunun daha yazına, benzinine, cartuna curtuna girmiyorum bile!
Kıbrıs'ta yetkili kişiler kafasına görev görev yerinizi değiştirebilir. Misal Magosa'dayken Lefkoşa'daki okula gönderebilir. Demezler hocam gelme imkanın var mı? Evi taşıma gücün var mı? Düzenini bozacağız ama vs vs demezler ya da demezler yol paranızı karşılayalım diye!. Bir bakmışsınız Hocam sizi Lefkoşa'da bir okula vereceğiz, hop görev yeriniz değişmiş.
Benim yazdıklarım hala kafi değilse şuan görev yapan ve yapmış olan facebook grubu https://www.facebook.com/groups/274361925935917/ buraya göz atın.
Kıbrıs'a gitmeyen bizim dengimizde olan arkadaşlar, Şimdi Türkiye' de yine ev sahibi ve müdür-müdür yardımcısı olmuşlar. Biz buraya döndük, yerimizde sayıyoruz...
Üstüne basa basa söylüyorum, eğer ekonomik kaygılarınız için gidecekseniz ve eksiyle, borçla harçla gelecekseniz değmez. Malınız var, eviniz var, arabanız var, tatil yapmak için gideyim diyorsanız, afedersiniz ama siz manyak mısınız :D , Hıı ne olur çocuğunuz vardır üniversite kazanmıştır burada hem o okusun, hem görev yapayım derseniz işte bu olur. Burada yüzde yüz memnun ayrılanlara bakacak olursak, yaşını başını almış,çocukları büyümüş, buraya bir eşi bir kendi gelmiş kişiler, aktiviteleri piknik, ev ziyaretleri olanlar ve bekar tek başına yaşıyanlar memnuniyetle ayrılır.
Çok değil 1 yıllığına gelin, tecrübe edinin. Ne diyeyim ben artık!!!
Buraya gelmeden önce öğretmenler tembihlenmiş, bakın sizde gittiğiniz yıl raporlar gönderip, şikayetlenmeye başlayacaksanız gitmeyin, diyerek daha gelmeden bir destur vermişler. Tabi kimse başı ağrısında istemiyor. Sonra ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin mantığı....
https://www.facebook.com/YurtdisiOgretmenik?fref=ts Yurtdışı öğretmenlik grubunda Zeynep hanım, benim blogumda ki paylaşımlara yer vermiş, çok teşekkür ederim ama Kira yardımı 600 tl veriyorlar diye eklemiş. Sevgili Zeynep hanım, 600 lira kira yardımı dişinizin kovuğuna bile yetmiyor ama o yazıdan yine de böyle birşeyi cımbızlamış olmanız sizi iyimser biri olarak gösteriyor, harikasınız :)
Yine aynı sayfada yorumlar arasında Ramazan bey Kıbrıs'ta görev yapmış ve hala yapan biri olarak yorum yapmış ama bence biraz o da iyimser davranmış :) Mesela hemen buna bir örnek vereyim. Geçen yıl kış ayında sadece 20 gün bir odaya kapanıp elekirikli ısıtıcıyla ısındık ve gelen elektirik faturası 550 tl! Şimdi soruyorum , siz Türkiye'de doğalgazlı güzelim, her odası ısınan, sıcak suyu akan evinizde 550 tl'ye ne kadar sürede ısınırdınız? Ben söyleyeyim hemen 1-5-2 ay.... Biz sadece ama sadece 20 gün,çocuklarımız hasta olmasın diye bir odaya kapandık. Çeşmeden buz gibi su, Depodaki elektirikli ısıtıcıyı çalıştırmadığımız halde. Tüpte kazanda su kaynatıp banyo yaptığımız halde! Malum tüp ucuz ya.... Lütfen yapmayın. Bunun daha yazına, benzinine, cartuna curtuna girmiyorum bile!
Kıbrıs'ta yetkili kişiler kafasına görev görev yerinizi değiştirebilir. Misal Magosa'dayken Lefkoşa'daki okula gönderebilir. Demezler hocam gelme imkanın var mı? Evi taşıma gücün var mı? Düzenini bozacağız ama vs vs demezler ya da demezler yol paranızı karşılayalım diye!. Bir bakmışsınız Hocam sizi Lefkoşa'da bir okula vereceğiz, hop görev yeriniz değişmiş.
Benim yazdıklarım hala kafi değilse şuan görev yapan ve yapmış olan facebook grubu https://www.facebook.com/groups/274361925935917/ buraya göz atın.
Kıbrıs'a gitmeyen bizim dengimizde olan arkadaşlar, Şimdi Türkiye' de yine ev sahibi ve müdür-müdür yardımcısı olmuşlar. Biz buraya döndük, yerimizde sayıyoruz...
Üstüne basa basa söylüyorum, eğer ekonomik kaygılarınız için gidecekseniz ve eksiyle, borçla harçla gelecekseniz değmez. Malınız var, eviniz var, arabanız var, tatil yapmak için gideyim diyorsanız, afedersiniz ama siz manyak mısınız :D , Hıı ne olur çocuğunuz vardır üniversite kazanmıştır burada hem o okusun, hem görev yapayım derseniz işte bu olur. Burada yüzde yüz memnun ayrılanlara bakacak olursak, yaşını başını almış,çocukları büyümüş, buraya bir eşi bir kendi gelmiş kişiler, aktiviteleri piknik, ev ziyaretleri olanlar ve bekar tek başına yaşıyanlar memnuniyetle ayrılır.
Çok değil 1 yıllığına gelin, tecrübe edinin. Ne diyeyim ben artık!!!
Etiketler:
KIBRIS YURTDIŞI GÖREVİ,
Kıbrıs'ta Türkiye görevlisi öğretmen,
kıbrısta MEB GÖREVİ,
KKTC'de MEB öğretmen,
MEB KIBRIS GÖREVLİ ÖĞRETMEN,
meb yurtdışı görevi,
YURTDIŞI GÖREVİ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)